YKS Kaldırılacak mı? 2024’te Üniversite Sınavı Yapılmayacak mı? YÖK Başkanı Özvar Açıklama Yaptı
2024’te Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) kaldırılacak mı? Üniversite sınavı hakkında akıllarda sorular oluşmaya başladı. Bu konuda açıklamalarda bulunan Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, üniversiteye giriş sınavının kaldırılmasıyla ilgili bir çalışmanın gündemde olmadığını belirtti. Özvar, bu konuda bir çalışma yapılması için Cumhurbaşkanı’nın talimatının olması gerektiğini ve şu anda herhangi bir hazırlık yapılmadığını ifade etti.
ÖK Başkanı Özvar, medya kuruluşlarının Ankara temsilcileriyle Hacettepe Beyaz Ev’de bir araya geldi.
Türkiye’de yükseköğretime ilişkin güncel verileri paylaşan Özvar, 2022-2023 eğitim-öğretim yılı itibarıyla yükseköğretimde kayıtlı toplam öğrenci sayısının 6 milyon 950 bin 142 olduğunu bildirdi.
YKS’YE 34 YAŞ ÜSTÜ 168 BİN KADIN ADAY BAŞVURDU
Bu yıl, Yükseköğretim Kurumları Sınavı’na (YKS) giren kadın adayların sayısı hakkında önemli bir bilgi verildi. Yükseköğretimde genel kontenjanı etkilemeden, 34 yaşını tamamlamış kadınlara ek kontenjan ayrıldığı belirtildi. Bu kapsamda, 168 bin kadın adayın YKS’ye başvurduğu ifade edildi. Bu adımla, yükseköğrenimde fırsat eşitliğinin sağlanması ve kadınların üniversiteye erişim imkanının artırılması hedeflenmektedir.
21 BİN KİŞİLİK KONTENJAN AYRILDI
Özvar, depremzedeler için deprem bölgesindeki üniversitelerde ek kontenjan ayrıldığını ve bu sayede 21 bin kişilik kontenjan tahsis edildiğini belirtti.
Öğretim elemanı sayısının 1984 yılında 20 bin 333 olduğunu ve bugün 184 bin 702’ye yükseldiğini ifade eden Özvar, Türkiye’nin yükseköğretim kapasitesini artırırken aynı zamanda nitelikli nüfusa üniversitelerde yer açtığını vurguladı. Son yıllarda kadın öğretim elemanlarının sayısında artış gözlendiğini aktaran Özvar, araştırma görevlisi kategorisinde kadınların oranının en yüksek olduğunu ve bu kategorideki araştırma görevlilerinin yüzde 52’sinin kadınlardan oluştuğunu belirtti. En düşük oranın ise profesör kategorisinde olduğunu ve bu konuda zaman gerektiğini ifade etti.
Özvar, lisans, ön lisans ve açık öğretim olmak üzere bu yıl üniversitelerin toplam kontenjanının 1 milyon 73 bin 404 olduğunu bildirdi.
ÜNİVERSİTE SINAVLARI KALKACAK MI?
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Üniversite sınavlarını kaldıracağımız günler de çok uzak değildir” açıklaması hatırlatıldığında, Özvar şunları söyledi:
“Dünyada üniversiteye seçme ve yerleştirme yöntemleri farklılık gösterebiliyor. Bazı ülkelerde genel bir sınav yapılmayabilir. Öğrenciler, ilkokul ve ortaokul dönemi boyunca gösterdikleri akademik başarıya dayanarak üniversitelere başvurabilirler ve üniversiteler bu öğrencileri kendi içlerinde değerlendirerek seçim yapabilirler.”
“Bizim gibi ülkelerde genel bir üniversite giriş sınavı düzenlenmektedir. Bu sınavın düzenlenme sebebi, üniversiteye girmek isteyen aday sayısının fazla olmasıdır.”
“Bu konuda tabii ki siyasilerin iradesi önemlidir. Eğer Sayın Cumhurbaşkanımız bize bir talimat verirse, bu konuda çalışma yapabiliriz. Eğer Sayın Cumhurbaşkanımızın bu konuda bir iradesi olursa, sınavlarla ilgili alternatif çalışmalar yapabiliriz.”
Özvar, Türkiye’nin yükseköğretime giriş sınavlarında büyük bir deneyime sahip olduğunu ve bunun, hizmet ihracatı açısından pazarlanabilecek bir ürün olduğunu belirtti.
Üniversite sınavının kaldırılması konusunun şu anda gündemlerinde olmadığını ifade eden Özvar, “Bu sistemin tümüyle inşa edilmesi gerekiyor. Ortaöğretim ve yükseköğretim sistemlerini bir bütün olarak değerlendirerek ancak böyle bir çalışma yapabiliriz. Şu anda herhangi bir hazırlığımız yok. Öncelikle 2023 yerleştirme işlemlerini tamamlamak ve sonuçları görmek istiyoruz” şeklinde konuştu.
“GİRİŞİMDE BULUNDUK”
Özvar, öğretim elemanlarının özlük haklarıyla ilgili bir soru üzerine şunları kaydetti:
“Asgari ücretle ilgili olarak güzel bir çalışma gerçekleşti. Hükümetimizin üniversite öğretim elemanlarını da kapsayacak şekilde bir düzenleme hazırlığı içinde olduğunu biliyorum.”
“Üniversitelerimizde çalışan akademik ve idari personelin özlük haklarıyla ilgili güncel durumu ilgili muhataplarımızla paylaşıyoruz. Bu konuda iyileştirmeler yapılması için Cumhurbaşkanlığı nezdinde gerekli girişimlerde bulunduğumuzu belirtmek isterim.”
“Bir profesör şu anda net 32-33 bin lira alıyor. Doçentler 27-28 bin lira arasında, araştırma görevlileri ise 18-20 bin lira civarında maaş alıyorlar. Sağlık alanında çalışan akademisyenler için bir süre önce Sayın Cumhurbaşkanımızın takdirleriyle gerçekleştirdiğimiz bir çalışma sonucunda üniversitelerde önemli bir iyileştirme yapıldı.”
“Umuyoruz ki bu iyileştirme, sağlık dışındaki diğer akademik programlarda çalışan öğretim elemanlarını da yakın zamanda kapsayacak şekilde genişletilecektir. Bu konuyu ilgili muhataplarımızla paylaştık ve onlar da konunun önemini gayet iyi biliyorlar.”
“Üniversite öğretim elemanlarını, diğer kamuda istihdam edilenlerden ayrı bir şekilde görmedik. İnşallah, önümüzdeki bir iki ay içinde üniversite öğretim elemanlarıyla ilgili çalışmanın sonuçları alınacak ve diğer kamu çalışanlarıyla birlikte özlük haklarında önemli iyileştirmelerin gerçekleşeceğine inanıyoruz.”
“DİKKATE ALINMASINI BEKLİYORUZ”
Özvar, vakıf üniversitelerinin yaptıkları yüksek ücret artışlarıyla ilgili bir soruya şu yanıtı verdi:
“Şikayetler geldikçe, şikayet edilen üniversiteye denetleme kurulundan denetçi göndermeye başladık. Bazı öğrencilerden şikayetler aldık ve bu şikayetleri incelemek üzere görevlendirdiğimiz arkadaşlarımızı ilgili üniversiteye yönlendiriyoruz. Vakıf üniversitelerimizden, Türkiye’nin içinde bulunduğu durumu ve öğrencilerimizi üzmeden, ailelerini ve velilerini dikkate alarak bir ücret artışı yapmalarını bekliyoruz. Üniversitelere yazılar gönderiyoruz ve geçmiş yıllardaki artışları dikkate alan oranlarda öğrenim ücretlerini artırmalarını talep ediyoruz. Özellikle TÜFE-TEFE gibi endekslerin dikkate alınması önemlidir. Vakıf üniversitelerimizin bu konuda hassas olmaya devam edeceğine inanıyorum. Eğer böyle durumlar ortaya çıkarsa, yakından takip ediyoruz.”
YAPAY ZEKA AÇIKLAMASI
Özvar, yükseköğretimde yapay zekanın kullanımıyla ilgili bir soruya şu şekilde yanıt verdi:
“Birkaç yıldır bu alanda çalışmalar yürütüyoruz ve yapay zeka üzerine odaklanmış bir komisyonumuz bulunuyor. Bu konu son derece ciddi bir meseledir ve üzerinde çalışan ekiplerimiz bulunmaktadır. Örneğin, yapay zeka kullanarak sınav değerlendirmesi, araştırma yapma, makale yazma, ödev hazırlama gibi konularla ilgili etik, hukuk ve teknik açıdan Türkiye’de kuralların belirlenmesi gerekmektedir.
“Yapay zekanın yükseköğretime etkileri nasıl olur?”, “Türkiye’nin kendine özgü bir yapay zeka modeli oluşturulabilir mi?” gibi konular Yükseköğretim Kurulu’nda tartışılmaktadır. Bu son derece önemli bir konudur. Hatta aramızda bir yapay zeka üniversitesi kurulabilir mi sorusunu bile tartışıyoruz.”