On the Phone Konu Anlatımı
Aşağıdaki başlıklarda telefon görüşmelerinde kullanabileceğimiz bazı ifadelere örnekler verilmiştir.
Telefonu açtığımızda selamlaşmak ya da kendimizi tanıtmak için kullanabileceğimiz ifadeler:
- Hello/Hi!
- Hello, it is Tom speaking.
- Hi, this is Tom calling.
- Hi John, Tom speaking.
- Hello, how can I help you?
- Hello, ABC company. May I help you?
…
Telefonla görüşürken konuşmak istediğimiz kişiyi belirtmek için, o kişiyi telefona isterken kullanabileceğimiz ifadeler:
- May I speak/talk to Tom?
- Can/Could I talk to Tom, please?
- Is Tom there?
- Is Tom in, please?
…
Aranan kişinin müsait olmadığını ya da burada olup olmadığını belirtmek için kullanabileceğimiz ifadeler:
- I’m sorry, he/she is not available now.
- I’m sorry but Tom is busy at the moment.
- I’m afraid he/she is not at home. Would you like to leave a message?
- Tom isn’t here/in. May I take a message?
…
Arayan kişiyi başka birine bağlamak/aktarmak ya da o kişiyi telefonda/hatta bekletmek için kullanabileceğimiz ifadeler:
- Hang on a minute, I’ll put you through to Mr. Brown.
- Could you hold on a moment , please?
- Hold the line, please.
- Just a second, please. I’ll get Tom.
- Wait a minute, please.
…
Tekrar arayacağımızı, ulaşacağımızı belirtmek için kullanabileceğimiz ifadeler:
- I’ll call back as soon as possible.
- I get (back) to you in five minutes.
- I’ll talk to you soon/later.
- I’ll contact with you in an hour.
- I will get in touch with you ten minutes later.
…
Aradığmız kişiye mesaj bırakmak için kullanabileceğimiz ifadeler:
- Can you please tell her that Tom called?
- Can/Could you tell him to call Tom as soon as possible, please?
- Can/Could you tell her that we’ll meet at Sun Cafe after school, please?
- Can/Could you ask him to call me back, please?
- Can/Could you tell him to get to me back as soon as possible?
- Can/Could you say her to contact me?
- You can say him Tom called, please.
- Please tell him that I’m waiting for his call.
…
Telefon görüşmesi esnasında karşı tarafı anlamadığımız ya da söylediğini tekrar etmesini istediğimiz zaman kullanabileceğimiz ifadeler:
- I’m sorry, I can’t hear you well.
- It’s a bad line. Could you speak loudly, please?
- I didn’t understand. Can/Could you repeat that, please?
- Repeat it, please.
- Say it again, please.
- Can you speak slower, please?
- Can you say it slowly, please?
- I’m sorry. What did you say?
- What?
- I beg your pardon?
- Pardon me/Excuse me?
…
“WILL”
Konuşma anında alınan kararlarımızdan bahsederken “will” kalıbını kullanabiliriz.
Examples:
I will call you. (Seni arayacağım.)
I will join you. (Size katılacağım.)
Dialogue:
Tim: Tim speaking.
Susan: Hi, Tim. This is Susan. Where are you?
Tim: I’m in the cafe. I will eat something. What about you?
Susan: Well, I don’t know. I guess I will go to the shopping mall.
Tim: Good! Have a nice day! Bye!
Susan: Thanks, enjoy your meal. See you.